Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre, RSV aktivitesi ülke çapında “yüksek seyretmeye” devam ediyor ^[1]. CDC ayrıca, RSV enfeksiyonuyla ilişkili daha akut belirtilerin tedavisi için hastaneye yatış oranlarında artış görüldüğünü de açıkladı.  

Birleşik Krallık’ta sağlık sisteminin üzerindeki yükün daha ayrıntılı bir resmini sunmak üzere 2020 yılında kurulan Şiddetli Akut Solunum Yolu Enfeksiyonu (SARI) gözetim sistemi, hastane ortamında yoğun bakım ünitelerine (yoğun bakım veya yarı yoğun bakım ünitesi) sevkle sonuçlanan doğrulanmış grip, COVID-19 ve RSV vakalarının sayısını raporlamaktadır ^[2].  

Birleşik Krallık’ta her yıl beş yaş altı ortalama 30.000 çocuk RSV nedeniyle hastaneye kaldırılmaktadır. ^[3] Bu sayı, ABD’de 58.000–80.000 arasındadır [4], ancak bu yıl, hastanelerin hâlihazırda yüksek seviyelerde RSV enfeksiyonu bildirdiği görülmektedir. RSV enfeksiyonuyla ilgili hastane yatışlarının sayısı, hâlihazırda yoğun bir iş yüküne sahip olan birçok sağlık çalışanını daha da zorlamaktadır. Hastaneye yatışı gerektiren vaka sayısı azaltılarak RSV belirtilerinin tedavisiyle ilişkili maliyetler önlenebilir. Hastaneye yatışın önlenmesi veya azaltılmasının yollarından biri yenidoğanlara antikor tedavisi enjeksiyonları sağlanmasıdır. 

Yukarıda bağlantısı verilen blogda ele alınan Palivizumab antikor tedavisiyle ^[5] ilgili detayların yanı sıra, yakın zamanda yapılan araştırmalarda bir başka monoklonal antikor ilacı da ayrıntılı olarak incelenmiştir ve yeni yayınlanan sonuçlar umut verici veriler ortaya koymaktadır. New England Journal of Medicine dergisinde Aralık (2023) ayında yayınlanan bir makalede, Beyfortus markasıyla satılan Nirsevimab adlı ilacın, yenidoğanlara bir doz tedavi uygulandıktan sonra RSV ile ilgili hastaneye yatışları %83 oranında azalttığı belirtilmiştir ^[6]. Göğüs enfeksiyonları için genel hastaneye yatış oranı da %58 azalmıştır ^[6]. Bu tür önleyici tedavilerin gelecekte yaygın olarak kullanılması, hastane yatış sayısında azalmaya yardımcı olabilir ve kış aylarındaki baskının azalması ve ilişkili maliyetlerin düşmesi açısından da olumlu bir zincirleme etkiye yol açabilir. 

Hastaneye yatırılmış ve belirtilerinin hafifletilmesi için solunum desteğine ihtiyaç duyan yenidoğanlara düşük akımlı oksijen uygulanabilir. Daha ciddi vakalarda, temel akut solunum yolu desteği halen Yüksek Akımlı Oksijen Tedavisi (HFOT), Kabarcık PAP ve Pediatrik CPAP tedavisidir. Bu solunum desteği yöntemlerinin tümü Armstrong Medical’in AquaVENT® FD140i gaz akımı kontrol cihazı ve BioCote® antimikrobiyal koruma ile birlikte ısıtmalı, nemlendirmeli solunum sistemleriyle sağlanabilmekte ve pediatri bölümündeki hastalar için en uygun tedavi sunulabilmektedir.