Erken veya hasta doğan bebeklere verilen bakım, son 40 yıl içinde büyük bir değişim geçirmiştir. Yeterli araştırmalarla desteklenen tedavi yöntemlerinin sunduğu olumlu gelişmeler ve gelişmiş tıbbi cihaz teknolojileri, daha önce “pediatriyi” genel bir uzmanlık alanı olarak ele alan sağlık uzmanları için bağımsız bir rolün şekillenmesine katkıda bulunmaktadır. Günümüzde “neonatoloji” alanında çalışan doktor ve hemşireler, hastalarının boyutlarının giderek küçülmesine rağmen, bu bebeklerden beklenen klinik sonuçların sürekli olarak iyileşmesiyle dikkate değer bir değişime tanık olmuştur. Yıllar içinde bulunan ve uygulamaya konulan çok sayıda basit ve diğer yeni teknik ve tedavi sayesinde artık eskisinden de küçük ve hassas bebekler için bakım sağlanabilmektedir.
Bu küçük bebekleri koruyan ve onlara büyüyüp gelişebilecekleri sıcak bir ortam sağlayan servo kontrollü kuvözler gibi özel ekipmanlar sayesinde, ABD, New York, Coney Island’da Dr. Martin Couney’in hemşireleri tarafından bakım sağlanan prematüre bebeklerin küçük cam kabinlerdeki görüntüleri artık uzak bir anıya dönüşmüştür.
Termoregülasyon Bakımı çok daha karmaşık olan ileri prematüre doğmuş bebekler, kendilerine özgü zorlukları da beraberinde getirmekte, bu zorlukların başında ise onları sıcak tutmak yer almaktadır. Termoregülasyon ve hipoterminin önlenmesi, sağlıklı ve zamanında doğan bebeklerin bulunduğu kadın doğum servislerindeki öncelikler listesinde hâlihazırda en üst sıralardadır. Bununla birlikte, aynı ortamda, çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğanlar çok daha fazla hassas olmakta ve ısı kaybından çok daha fazla etkilenebilmektedir. Bu nedenle, temel vücut ısısındaki tehlikeli düşüşleri önlemek için diğer tekniklerin uygulanması gerekebilir. Uluslararası önerilere göre, bebek için en iyi sonucun sağlanması amacıyla yenidoğanların temel vücut ısısı 36,5°C-37,5°C aralığında olmalıdır [1]. Yenidoğan üniteleri bebekler servise yatırıldığı an vücut ısılarını kaydeder. Bu, bakım kalitesinin ve hastadan beklenen sonucun işareti olarak kabul edilir. Araştırmalar, bebek servise yatırıldığı sırada vücut ısısında 1°C kadar küçük bir düşüşün bile çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğandaki sepsis riskini %11 oranında artırabildiğini göstermektedir % with the overall risk of morbidity increasing by 28%[2][3].
Bu istatistikler, vücut ısısının yaşamın ilk 10-20 dakikasında 4°C düşebildiğine ilişkin kanıtlarla birlikte ele alındığında, yenidoğan bir bebek termal korumaya alınmazsa [4] çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğan için hipotermi riskinin çok yüksek olduğu ve bu riskin önemli sonuçlara yol açabileceği görülebilir. Bu kanıtlar dikkate alındığında, perinatal ekipleri yenidoğan servisine yatırılan bebeklerin servise yatış sırasında kaydedilen vücut ısılarının normal aralıkta olmasını sağlamak için büyük çaba sarf etmektedir. Doğumun hemen ardından ve bebek yenidoğan ünitesine alınmadan önce olumlu etki sağlayabilecek çeşitli ekipmanlar mevcuttur[2].
Bu ekipmanlar arasında, yeni doğan bir bebeğin etrafında “sera” benzeri bir işlev görecek, ısıyı içeride tutmak üzere özel tasarlanmış polietilen bir çanta veya giysinin (Resim 1) yanı sıra, radyan ısı kaynağıyla önceden ısıtılmış bir yüzey sağlayan ve yerleşik solunum destek cihazı içeren bağımsız ısıtıcı ve resüsitasyon ünitesi kombinasyonları da yer almaktadır. Bu ekipmanlar, sağlık personeli ilgili kontrolleri tamamlarken bebeğe sıcak bir ortam ve harici bir ısı kaynağı sağlar ve gerektiği takdirde solunum desteği sunar (Resim 2).
(Resim 2 – GE Giraffe Warmer) Giraffe
Warmer | GE Healthcare (Amerika Birleşik Devletleri)
(Resim 1- Vygon Neohelp™) Vygon
Neohelp Isı Kaybı Önleme Giysisi – Medsales
Bu seçeneklerin her ikisi ya da herhangi biri, hâlihazırda birçok kadın doğum ve yenidoğan servisinde etkili bir şekilde uygulanıyor olabilir. Ancak, termoregülasyon üzerinde önemli bir etki yaratabilecek ve mevcut uygulamalarla birlikte kullanıldığında son derece olumlu sonuçlar sağlayabilecek tamamlayıcı bir seçenek daha mevcuttur.
Meyer vd. [5], çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğanların stabilize edilmesi sırasında ısıtılmış gazların kullanılması ve Pozitif Basınçlı Ventilasyon (PPV) veya solunum stabilizasyonu sağlanmasının faydalarını göstermiştir. Polietilen çantadan veya radyan ısıtıcıdan özellikle fayda görebilecek çok düşük doğum ağırlıklı bebeğin, doğumdan hemen sonra solunum desteğine ihtiyaç duyma veya solunum desteği alma olasılığı, zamanında doğan bir bebeğe kıyasla çok daha yüksektir [6]. Günümüzde birçok ülkede geçerli olan uygulamada, ihtiyaç duyan bebeklere verilen solunum desteği, bir yatak platformu üzerinde (örn. yukarıdaki Resim 2) ve yatağın arka kısmından uzatılan dik bir manifolda yerleştirilmiş T parçalı bir resüsitasyon cihazından sağlanmaktadır. Bu uygulama, doğduğunda nefes almayan bebeklere (yenidoğanların %10’unda görülür) oksijen açısından zengin gazların ve pozitif basıncın neredeyse anında verilebilmesine olanak sağlamaktadır [7].
Ancak bu PPV sisteminden verilen gazlar doğrudan boru bağlantılı bir gaz kaynağından veya gaz tüplerinden geldiğinden sonuç olarak “soğuk ve kuru” olarak tanımlanabilir. Aslında, bir hastanenin farklı bölümlerinde yürütülen bir inceleme, borular üzerinden iletilen oksijenin ortalama sıcaklığının 23,3°C ve Bağıl Nem (RH) seviyesinin ise yalnızca 2,1%, while piped air was measured at 23.4°C with a RH of 5.4%[8] olduğunu göstermiştir; bunlar görece çarpıcı sonuçlardır. Hâlihazırda hassas olan çok düşük doğum ağırlıklı bebeğin PPV ve stabilizasyon tedavisini bu soğuk ve kuru gazlarla aldığı düşünüldüğünde, bunun yenidoğanın vücut ısısının önerilen aralığın altına düşmesine yol açabileceği kolayca görülebilir.
İletim, ısı yayımı, yayılımı ve buharlaşmanın bu prematüre bebekler üzerindeki büyük etkisi [9] göz önüne alındığında, en azından, soğuk ve kuru gazların bu termodinamik kuvvetlerle ilişkili ısı kaybıyla mücadelede faydalı olmadığı, ısıtılmış ve nemlendirilmiş gazların ise Meyer vd. tarafından 2014 yılında yapılan çalışmada ileri sürüldüğü gibi [5] bu konuda yardımcı olabileceği sonucuna varılabilir.
Doğumda solunum desteğine ihtiyaç duyan bebekleri stabilize etmek için ısıtmalı, nemlendirmeli resüsitasyon kullanılan ek çalışmaların ileri meta analizine 32. gebelik haftasından önce doğan toplam 476 prematüre bebek dahil edilmiştir. Yapılan analiz, ısıtılmış ve nemlendirilmiş grupta yenidoğan ünitesine kabul sırasında hipotermi görülme oranında %36’lık bir azalma olduğunu göstermiştir. Bu sonuç, doğum sonrası stabilizasyon ve ayrıca yenidoğan ünitesine sevk sırasında ısıtılmış ve nemlendirilmiş solunum gazlarının kullanılması yönündeki önerileri desteklemektedir [10].
Yenidoğan ortamında nemlendirilmiş gaz kullanımı yeni bir kavram değildir. Sonuç olarak, yenidoğan servisinde uygulanan tüm terapötik ve destekleyici akut solunum tedavilerinde aktif ısıtma ve nemlendirme kullanımı yaygın biçimde kabul görmekte ve uygulanmaktadır. Isıtmalı kablo aparatı ve nemlendirme haznesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde (YYBK) bilinen ekipmanlardır ve bir paket içine yerleştirilerek, standart ısıtmasız alternatifiyle aynı formatta basınç ve PPV solunumları sağlayabilecek ısıtmalı, nemlendirmeli T parçalı bir devre oluşturulabilir. Isıtmalı kablo aparatı ve nemlendirme haznesi, bir elektrikli ısıtıcı nemlendiriciyle birlikte çalışarak ısı kaynağı ve ısıtıcı kablosu gücü sağlar ve böylece gaz, nemlendirme haznesinden geçerken sisteme ısı ve su buharı eklenir. Bu tür sistemler dünya genelinde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bilinir olduğundan, kullanımı için kapsamlı bir ek eğitim gerekli değildir.
Wyckoff, Myra H. vd. “Neonatal life support: 2020 international consensus on cardiopulmonary resuscitation and emergency cardiovascular care science with treatment recommendations.” Circulation 142.16_suppl_1 (2020): S185-S221.
2. McCall, Emma M. vd. “Interventions to prevent hypothermia at birth in preterm and/or low birth weight infants.” Cochrane Database of Systematic Reviews 2 (2018).
3. Laptook, Abbot R. vd. “Admission temperature of low birth weight infants: predictors and associated morbidities.” Pediatrics 119.3 (2007): e643-e649.
4. Dünya Sağlık Örgütü. Thermal protection of the newborn: a practical guide. No. WHO/RHT/MSM/97.2. Dünya Sağlık Örgütü, 1997.
5. Meyer, Michael P. vd. “Initial respiratory support with cold, dry gas versus heated humidified gas and admission temperature of preterm infants.” The Journal of Pediatrics 166.2 (2015): 245-250.
6. Newborn resuscitation and support of transition of infants at birth Guidelines | Resüsitasyon Konseyi Birleşik Krallık
7. Madar, John vd. “European Resuscitation Council Guidelines 2021: Newborn resuscitation and support of transition of infants at birth.” Resuscitation 161 (2021): 291-326.
8. Dawson, Jennifer A. vd. “Quantifying temperature and relative humidity of medical gases used for newborn resuscitation.” Journal of Paediatrics and Child Health 50.1 (2014): 24-26.
9. Knobel, Robin ve Diane Holditch‐Davis. “Thermoregulation and heat loss prevention after birth and during neonatal intensive‐care unit stabilization of extremely low‐birthweight infants.” Journal of Obstetric, Gynecologic & Neonatal Nursing 36.3 (2007): 280-287.
10. Meyer, Michael P., Louise S. Owen ve Arjan B. Te Pas. “Use of heated humidified gases for early stabilization of preterm infants: a meta-analysis.” Frontiers in Pediatrics 6 (2018): 319.
11. Bustamante-Marin, Ximena M. ve Lawrence E. Ostrowski. “Cilia and mucociliary clearance.” Cold Spring Harbor Perspectives in Biology 9.4 (2017): a028241.
Not sure what you’re looking for? Check out our resource library.